Binlerce yıl önce, teknolojinin günümüzdeki kadar gelişmediği dönemlerde yaşayan medeniyetler, inşaat ve mühendislik alanında olağanüstü başarılar elde etti.
Eski medeniyetlerin mühendislik dahileri, özgün ve sürdürülebilir inşaat teknikleriyle insanlık tarihine damgalarını vurdu.
Bu eski toplumların çoğu, inşaat mühendislerini ve tarihçileri son yıllara kadar şaşırtan inşaat uzmanlığını kullanarak mimari harikalar inşa etti.
Etiyopya’daki yeraltı kilise harikalarından Meksika’daki Teotihuacan piramitlerine, antik dünyanın bu yedi olağanüstü mühendislik başarısı sizi kesinlikle şaşırtacak.
1. Saksaywaman – Peru
Peru, Cusco’nun dışında yer alan Saksaywaman taş yapısı 16. yüzyılda tamamlandı. Söz konuysu yapı, bulmaca benzeri bir desende iç içe geçmiş üç taş kaya duvarından oluşur.
Bu yapıyı inşa etmek için gereken beceri, bugünün standartlarına göre bile etkileyici çünkü taş bloklar o kadar hassas bir şekilde birbirine bağlı ki, aralarında bir kağıt parçası kadar ince bir şeyi bile itmek neredeyse imkansız.
Ayrıca taş kayalar, üç kilometre ötedeki bir taş ocağından çıkarılmış ve bilinmeyen bir taşıma sistemi/teknolojisi kullanılarak bugünkü yerlerine taşınmıştır.
Bu kendi başına etkileyici olmasa da kayalar çok büyük ve ağırdır ve en büyüğü yaklaşık 120 tondur.
Bu tür inşaat işlerinden sorumlu eski uygarlık, Saksaywaman ile Cochapata Gölü’nü birbirine bağlayan bir su kemeri ve yol sistemi de inşa etti.
2. Etiyopya’daki yer altı kiliseleri
Etiyopya’daki Lalibela’nın yer altı kiliseleri, tarihçilerin 12. ve 13. yüzyıllarda tamamlandığını tahmin ettikleri mühendislik harikalarıdır.
Lalibela’daki 11 yeraltı kilisesinin tamamı, Etiyopya Ortodoks Kilisesi’ne gidenlerin konaklaması için tek bir kayaya oyulmuştur.
Şaşırtıcı bir şekilde, bu kaya kiliselerini oyan insanlar, modern sondaj ve yer altı suyu tespit araçları olmadan yerin derinliklerinde bulunan doğal akiferleri de kullandılar.
(Akifer: Ekonomik olarak önemli miktarda suyu depolayabilen (yüksek permeabiliteli) ve yeterince hızlı taşıyabilen (iletken) geçirimli jeolojik birimlerdir.)
Ayrıca, Lalibela kiliseleri, geniş bir yer altı tünelleri ve drenaj sistemleri ağı aracılığıyla birbirine bağlıdır.İnşaat işinin yukarıdan aşağıya yapıldığı düşünüldüğünde bu oldukça etkileyici.
3. Mohenjo Daro – Pakistan
Mohenjo Daro, Pakistan’ın Sindh şehrinde bulunan kayıp bir şehirdir.Bu şehir, İndus Vadisi uygarlığı sırasında en önemli şehir merkezlerinden biriydi.
Tarihçiler, MÖ 2.500 civarında tamamlandığını tahmin ediyor, bu da sakinlerinin Taş Devri döneminden Tunç Devri’ne geçişi yaşadığı anlamına geliyor.
Zirvede, şehrin gelişmiş su ve kanalizasyon sistemlerine erişimi olan 35.000 nüfusu vardı.Hemen hemen her evde yıkanma alanı ve şehir genelinde açılan su kuyuları ile desteklenen drenaj sistemi vardı.
Çöküşünden sonra, İndus Vadisi uygarlığı 1921 yılına kadar dış dünya tarafından bilinmiyordu.
4. Dev Buda Heykeli – Çin
Tekne kazalarından sorumlu olduğu düşünülen su ruhlarını yatıştırmak amacıyla keşiş Hai Tong tarafından tamamen taştan oyulmuş olan Buda, açık ara dünyanın en büyük Buda heykelidir.
Çin’in Sichuan eyaletindeki Leshan Şehrinin doğusunda yer alır ve Dadu Nehri, Qingyi Nehri ve Min Nehri’nin birleştiği noktada ziyaretçilerini ağırlar.
70 metre boyunda ve 28 metre genişliğinde olan bu Buda heykeli, MS 803’te tamamlandı ve günümüz standartlarına göre bile oldukça heybetli görünüyor.
Heykel, yağmur suyunun heykele zarar vermeden yere akmasına izin veren gizli bir drenaj sistemi görevi gören bir yapıya da sahip.
Drenaj sistemi, kulakları ve kolları da dahil olmak üzere heykelin diğer kısımlarından da geçiyor.
5. Teotihuacan – Meksika
Mısır’ın yanı sıra Mexico City’nin kuzeydoğusunda bulunan Teotihuacan, dünyanın en büyük piramit benzeri yapılarından bazılarına ev sahipliği yapıyor.
Bu yapılar, 8. ve 9. yüzyıllarda düşüşe geçmeden önce MS 450’de zirveye ulaşan eski bir uygarlığın ilk olarak MÖ 100 civarında yaşadığı bir site üzerine inşa edilmiştir.
Teotihuacan’ın piramitleri bir zamanlar 35 kilometreye yayılan ve yaklaşık 200.000 nüfusa ev sahipliği yapan kentsel bir metropol oluşturuyordu.
Şaşırtıcı bir şekilde, şehir ızgarası, o zamanlar önemli kabul edilen önemli coğrafi, jeodezik ve göksel noktalarla düzgün bir şekilde hizalanacak şekilde inşa edildi.
Örneğin, şehrin doğu-batı ekseni, ufukta Mezoamerikan takviminin başlangıcına denk gelen bir gün batımı noktasıyla aynı hizadadır.Ayrıca şehrin kuzey-güney ekseni Quetzalcoatl Tapınağı ile aynı hizadaydı.
6. Chand Baori – Hindistan
Thar Çölü’nün kenarında yer alan ve yerel sakinlere su sağlamak için 10. yüzyılda inşa edilen Chand Baori, dünyanın en derin basamaklı kuyularından biridir.
Kuyudan su çekmek için, yerden 13 kat veya 30 metre aşağıya inen 3.500 zikzak basamaktan geçilmesi gerekir.
Ziyaretçiler, kuyunun bir tarafında bulunan Hindu tanrıçası Harsiddhi’ye adanmış işlevsel bir tapınağı görebilirler.
Genel olarak basamaklı kuyular, taştan oyulmuş yağmur suyu toplama ve depolama yapılarıdır. Bu basamaklı kuyu olmasaydı, bu kadar kurak ve sıcak bir bölgede eski toplulukların hayatta kalması imkansız olurdu.
7. El Mirador – Guatemala
El Mirador, hacim olarak dünyanın en büyük piramidal yapısı ve bugüne kadar tanımlanmış beş Klasik Öncesi Maya şehrinin en büyüğüdür.
Mirador-Rio Azul Milli Parkı içinde yer alır ve MÖ 300 yılında tamamlanmıştır.Alanı inceleyen arkeologlar ve tarihçiler, mimari tasarım ve kültürün Maya uygarlığının sanılandan 1000 yıl öncesine dayandığını kanıtladığını düşünüyor.
Tüm site 500.000 dönümlük bir alana yayılıyor ve bir sivil merkez ve 35 üçlü piramitten oluşuyor.
Bu piramitlerden en büyüğü olan La Danta 21 fit yüksekliğinde ve 2.800.000 metreküp hacme sahip.Site ayrıca, dünyanın ilk otoyol sistemi olduğu iddia edilen ayrıntılı bir ulaşım ağının kalıntılarına da sahiptir.